Gazeteci Timur İnce Yazdı... Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Hâtâ Yaptı!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hâtâ yapar mı, yaptı. Bence en büyük hâtası Sami Er’i Malatya’ya transfer etmekle oldu.

Gündem Yayın: 25 Aralık 2025 - Perşembe - Güncelleme: 25.12.2025 13:27:00
Editör -
Okuma Süresi: 9 dk.
25 okunma
Google News

Araştırmacı Gazeteci Timur İnce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er'i Getirmekle Hata Yaptığını Ele Alan Bir Köşe Yazısı Paylaştı.

 

İşte Araştırmacı Gazeteci Timur İnce'nin Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan Hâtâ Yaptı! Başlıklı Köşe Yazısı

Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan Hâtâ Yaptı!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hâtâ yapar mı, yaptı. Bence en büyük hâtası Sami Er’i Malatya’ya transfer etmekle oldu. Hikaye  başlamadan heba oldu. Hele o basın birimi tam bir rezalet. Paylaşılan videolar, kısır bir kafa ile yazılmış metinleri bir Malatya Büyükşehir belediyesine yakışıyor mu dönün bir bakın derim. 

 

Peki; Sami Er neden başarısız oldu sorusunu tam burada paragrafın başına yapıştıralım:

Sizde taktir edersiniz ki siyasette görünür olmak yetmez, çok video atarak fenomenliğe oynamak asla bir yer tutmaz. “Güven” denilen şeyi inşa etmek lazım en başında. Eğer ki güven yoksa film orda kopmuştur. Bu tez tüm siyasiler için halen en kritik bir teminattır. Bugün  insanlar hala bu şehirde Mehmet Yaşar Çerçi adını saygıyla ağzından düşürmüyorsa işte o güven inşa edildiği için olmasın. 

 

Siyasette “başarı” denilen kavram ; yalnızca bir koltuğa oturmakla, bir unvan taşımakla ya da merkezden gelen destekle sağlanmaz. “Ben eski Toki’ciyim” demekle hiç olmaz. Başarı, halkın zihninde ve kalbinde karşılık bulmakla ölçülür. Sami Er örneği ise tam da bu noktada, siyasi meşruiyet ile fiilî performans arasındaki farkı açıkça ortaya koyan bir vakadır.

 

Diğer yandan konuşma aksanı, vücut dili, kelime dağarcığı hepsi Sami Er’in vahim bir paradoksu durumunda. Nerdeyse 2 yıl dolmak üzere, 2 ay bir diksiyon eğitimi alınsaydı toplum karşısına çıktığında daha derli-düzenli, samimi bir üslupla kendini ifade edebilirdi kanaatindeyim. 

Peki sahaya inemeyen siyasetçi profili’ni şu şartlarda nereye koymamız gerekecek? 

Biliyorum şimdi diyeceksiniz sahaya iniyor. Sahaya öyle inilmez. Halkı tahlil etmedikten sonra istediğin kadar sokakta boy göster. 

 

Sami Er’in en büyük handikapı, sahadan kopuk bir siyaset dili kullanmasıdır. Yerel sorunları yerinde dinlemek, kriz anlarında halkın yanında görünmek ve gündelik hayatın içine temas etmek yerine; masa başı, bürokratik ve soğuk bir profil çizmektedir. Bu durum, seçmen nezdinde “ulaşılamaz” ve “uzak” bir siyasetçi algısına yol açtığını da belirtelim. Örnek geçen Pütürge ziyaretinde. Klasik siyasetçi turu ile görev tamamlandı. Pütürge sadece çarşı ve üç beş esnaftan ibaret değil ki! Mesela bir köye, (ki 86 adet köyümüz var!) Bir köylünün de eline sıkmak akıllarına gelmedi. Çünkü Sami başkan kendini kalıcı şekilde bu şehrin atmosferine konumlandırmadı. 

 

Halk, sorun yaşadığında yanında görmek ister; açıklama yapan değil, çözüm üreten aktör arar değil mi? Bende bir sürü yazı yazıyorum. O vakit insanların bana daha çok saygı duyması lazım. Demek ki yaptıkların yapacaklarını tamamlayabilmeli. 

 

Diğer bir şey; evet nerdeyse iki yıl süre dolmak üzere Sami Er bu şehre geldiği günden beri net bir siyasi kimlik oluşturamadı. Üzülerek söylüyorum ki Sami Er’in siyasal duruşu, uzun süre boyunca netleşmemiştir. Ne güçlü bir reformcu, ne sert bir muhalif, ne de kapsayıcı bir birleştirici profil ortaya koyabilmiştir. Standart bir Ak Partili vizyonu da ortaya koyamadı. Bu belirsizlik, destekçileri için bile savunulması zor bir tablo yarattığı apaçık ortada. O yüzden kafa karışıklıkları arttı. Burası Malatya, küçük yer ve insanları çok zeki. Her şeyi net görür, analiz ederler. Bunların karşısına çıkacağını nasıl hesap edemez. Aslında siyaset acımasız bir sektör. Sizler de kabul edersiniz ki siyasette gri alanlar değil, net pozisyonlar kazanır. Grilik kaybettirir.  Sami Er’de gri alandan çıkmak nedir bilmedi bir türlü. 

 

İlk paragrafta bir nevi “not” diye düştüğüm -basın birimi- meziyetsizliğini ise bu bölümde açacağım. Ciddi bir iletişim zaafı var. Basın birimi de işini iyi yapamayınca çarşı iyice karışıyor. Çünkü kamuoyunu okuyamıyorlar. 

 

Modern siyaset iletişimle yürür. Sami Er’in kamuoyuyla kurduğu ilişki, tek yönlü ve zayıf kaldı. Bundan elbet basın biriminin de katkısını göz ardı edemeyiz. Bir yanlış oluyor 2 adet yanlış. Eleştirileri duymakta geç kalmış, sosyal refleksleri doğru okuyamamış, toplumsal hassasiyetleri zamanında fark edememiş bir anti-kültürden çok fazla bir şey beklemek hatalar kaynağını daha da katlamaktadır. 

 

Hal böyle olunca bu durum onu sürekli gündemin gerisinde kalan bir figüre dönüştürdüğünü saklayamayız. 

Şimdi gelelim altın vuruşa. Ekip, kadro! Bu iki başlık belediyeciliğin ana lokomotifidir. Kalbidir, beynidir. Şayet fiili anlamda koca bir şehri değil yönetmek kaosa sürüklemekten öteye yol gitmez. 

 

Sami Er ne yazık, (ne yazık diyorum) güçlü bir kadro, dirayetli bir ekip kuramadı. Halen kuramamış. En büyük hatası Nurhan Demir gibi bir aktörü elinden kaçırması oldu. Sokağın sevdiği-bildiği bir isimden istifade etmeyi dahi akıl edemedi. Maski’nin hali ortada. İçler acısı bir durum. Daha dün Maski görevini yapmadığı için bir otomobil kazasında bir vatandaşımız hayatını kaybetti. “Vebal” diye bir vurguyu dai burada hatırlatmak istiyorum. 

 

Çünkü başarılı siyasetçiler, kendilerinden güçlü insanlarla çalışmaktan çekinmez. Sami Er’in çevresinde ise çoğunlukla onaylayan ama katkı sunamayan bir ekip kamp kurmuştur. Eleştiren, uyaran, yol gösteren bir kadro yerine; statükoyu koruyan koltuğunu sağlama alan bir çevre, başarısızlığı git gide hızlandırdığını biliyoruz. Deprem olmuş bir şehirde halen oturmuş bir ekip yoksa başını iki eli arasına alıp bir düşünmesi gerekmez mi?

 

Hulâsa Malatya şehri halen bir krizle cebelleşiyor. Hem de büyük bir kriz. Laf çok, icraat yok. Böyle mi olacaktı! İnsanlar bunun için mi Ak Partiye dolaylı olarak size oy verdiler? Krizde ki bir şehirde krizi yönteminde yetersizlik had safhaya ulaştı. 

 

Siyasetçinin gerçek sınavı kriz zamanlarında verilir. Sami Er, karşılaştığı siyasi ve toplumsal krizlerde ya geç reaksiyon göstermiş ya da etkisiz açıklamalarla süreci geçiştirmeyi tercih etmiştir. Bu da liderlik vasfını tartışmalı hale getirmiştir. Doğal olarak bu yazılar bu minvalde ortaya çıkıyor. 

 

Bir şarkıda “Hayat kısa ömür az. Çekilmiyor fazla naz…” diye devam eder. Sami Er’in başarısızlığı tek bir nedene bağlanamaz. Bu tablo; iletişim eksikliği, sahadan kopukluk, vizyon zayıflığı ve liderlik boşluğunun birleşiminden hepsi bir araya geldiği muhakkak. Siyaset, yalnızca niyetle değil; irade, cesaret ve halkla kurulan samimi bağla yürüdüğünü de unutmayalım. 

 

Aksi halde, isimler geçer; ama iz bırakmaz. Yani bir Mehmet Yaşar Çerçi olamama bahtsızlığı yaşanır. 

Şimdi Recep Tayyip Erdoğan’ın neden hâtâ yaptığını anladınız mı? Yukarıda ki makalem de tüm gerekçeleri okunur salt bir dil ile sıraladım. İşte bu yüzden hâtâ yaptı. Sami Er’i Malatya’ya göndermekle. Sami Er’in kendi ifadeside vardır; Sami erin belediye başkanlığı adaylığı açıklandığında hafızalara kazınan sayın cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Sami erin kulağına bir şeyler söylemesi…. Bence Erdoğanı tanıyanlar bilir; Sami Er kulağına eğilerek ricacı olacak değil herhalde. Şöyle demiş olmasın; “Görevini iyi yap, yoksa gözün yaşına bakmam, seni görevden alırım! Ona göre!” dediğini. Erdoğan bu! Şakası yok. 

Kaynak  -Recep Tayyip Erdoğan Hâtâ Yaptı! - Malatya Report

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.